İnsan kalbinin bam teline basan, özel duyguları rahatlıkla anlatan en özel edebiyat türlerinden biri olan şiir aşktır, sevdadır, yaşamdır. Hepsinden önemlisi şiir insandır. En çok okuna ve tirajı en yüksek sanat olan şiir kendi içinde bir bütün ve ayrı bir yapıt olarak değerlendirilmektedir. Edebiyatın güçlü kalemlerinin şiirleri ayrı bir kişiliğe tarza sahiptir. Birkaç satıra sayfalar dolusu anlamlar sığdıran ve etkisi çok büyük olan eserler arasında yer alan şiir kitapları edebiyatın adeta ilgiye muhtaç kalmış yanıdır.
Şiir okumayı herkes sevmez, ancak şiir okumayı seven kısacık dizelere sayfalar dolusu cümleler sığdıran hatta şiirdeki anlamları çözebilen insanlar için şiir vazgeçilmez bir tutku haline gelmektedir. Tüm bu duyguları yaşamak için daha fazla şiir okumak ve daha çok şair tanımak gereklidir. Okuduğunuz her şiirin ve şairin kendine has üslubunu anladığınızda yazılan şiirler daha fazla anlam kazanacaktır. İnsanın içini ısıtan kısacık cümlelerle kocaman anlamlar yükleyen şiirler duygu ve düşüncelerimizi belki de en romantik şekilde ifade etmemizi sağlamaktadır.
Memleket şiirleri, doğa şiirleri, sevda şiirleri, destansı şiirler gibi birçok türe sahip olan şiirler arasından hangisini okursanız okuyun hissedilenler hep çok yoğun ve güçlüdür. Bizde şiir okumayı seviyoruz diyorsanız yazımızı okumaya devam ederek hoşunuza gideceğini düşündüğümüz şiir kitabı ile tanışabilirsiniz. Edebiyatın güçlü kalemlerinden çıkan en iyi en çok beğenilen ve mutlaka okunması gereken 20 şiir kitabı listesi ile sizleri baş başa bırakıyoruz.
Nazım Hikmet Ran: Henüz Vakit Varken Gülüm
Türk şiiri dendiğinde akla ilk gelen şairlerimizden Nazım Hikmet Ran ile listemize başlıyoruz. Yazmış olduğu her şiirde ustalığını konuşturmayı başaran şairimizin Henüz Vakit Varken Gülüm adlı şiir kitabı hem Türk şiirinde büyük bir çığır açmış, hem de modern dünya şiirinde Türkçeye yer açan büyük şair ile tanışmak için gayet güzel bir buluşma yeri olacaktır.
“Henüz vakit varken, gülüm Paris yanıp yıkılmadan, henüz vakit varken, gülüm, Yüreğim dalındayken henüz, ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri Volter rıhtımında dayayıp seni duvara öpmeliyim ağzından Sonra dönüp yüzümüzü Notrdam’a çiçeğini seyretmeliyiz onun, Birden bana sarılmalısın, gülüm, korkudan, hayretten, sevinçten ve de sessiz sessiz ağlamalısın, Yıldızlar da çiselemeli, incecikten bir yağmurla karışarak. Henüz vakit varken, gülüm, Paris yanıp yıkılmadan…”
Attila İlhan: Ben Sana Mecburum
Attila İlhan’ın 1960’da basılan Ben Sana Mecburum adlı kitabının teması sadece aşk değildir. Aynı zamanda bu kitabında beş bölümde toplamış olduğu şiirlerinde, dönemin çalkantılarını, direnişi, siyasi havayı, imkansız aşkları ve özgürlük özlemini de dile getirmiştir. Herkesin kendinden bir parça bulacağı o sözler.
“Ne vakit bir yaşamak düşünsem Bu kurtlar sofrasında belki zor Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden Ne vakit bir yaşamak düşünsem Sus deyip adınla başlıyorum İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin Hayır başka türlü olmayacak Ben sana mecburum bilemezsin…”
Edip Cansever: Yerçekimli Karanfil
Yeditepe şiir armağanına layık görülen ve 1957 yılında yayınlanan kitap Yerçekimli Karanfil ile kendisine özgü bir şiir evreni kuran Edip Cansever aynı zamanda İkinci Yeni akımının da özgün örneklerini vermiştir. Yazar şiirinde zaman içinde sevinç yerini bunalıma, toplumsal dengesizlikleri eleştirme kayısının yerine ise yıkıcı umutsuzluğa bırakmaktadır.
“Sanki hiçbir şey uyaramaz İçimizdeki sessizliği Ne söz, ne kelime, ne hiçbir şey Gözleri getirin gözleri. Başka değil, anlaşıyoruz böylece Yaprağın daha bir yaprağa değdiği O kadar yakın, o kadar uysal Elleri getirin elleri Diyorum, bir şeye karşı komaktır günümüzde aşk Birleşip salıverelim iki tek gölgeyi.”
Cemal Süreya: Üvercinka
İkinci yeni şiirinin öncüleri arasında yer alan Cemal Süreya Üvercinka şiirinde ikinci yeni şiirleri ile ters düşen birçok unsura yer vermiştir. Bu da yazarın kitabına günlük hayatta kullanılan dil içinden hareketle oluşturulan bir şiir olma özelliğini vermiştir. Ayrıca şiir tarihimizde halen öncülüğünü, özgünlüğünü koruyan bir kitap olan Üvercinka İkinci Yeni’nin doğunu sağlayan kitap olarak da gösterilmektedir.
“Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler. Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz Sanki hiç olmamıştı Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı İstanbullar Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti Çünkü iki kişiydik”
Ahmet Haşim: Bütün Şiirleri
Hem şiir hem de düz yazı türünde değerli eserler kaleme alan Ahmet Haşim, Modern Türk Edebiyatının önemli şair ve yazarları arasında yer almaktadır. Şairin Bütün Şiirleri kitabı kendisinin şiirleri tekrar gözden geçirilerek hazırlanmıştır. Kitap çeşitli şiirleri, kitabından şiirler ve kitaplarının dışında kalan şiirlerinden oluşmaktadır.
“Kalbim Benim bir ormandı, İsimsiz, asude, Bir büyük orman; Ve gölgelerinde revan Olan hafi suların aks-i şevk-i müttaridi Dağıtırken sükutu bihude, Düşünürdüm ki, hangi gün, ne zaman, Ne zaman Girecektin o kalb-i mes’ude?” (Gelmeden Evvel)
Cahit Sıtkı Tarancı: Otuz Beş Yaş
Çoğu şiirinde kendisini anlatan şair şiirlerinde seçmiş olduğu temalarda toplumsal kaygı taşımayan gençlik, yaşama sevinci, günlük aşklar, insanlık tasaları gibi konuları işlemiştir. Yaş 35 yolun yarısı eder diyen şairimiz yaşında hayatını kaybetmiştir.
“Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır, Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor, Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini. Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim, Senden kopardım çiçeklerin en solmazını. Toprakların en bereketlisini sende sürdüm, Sende tattım yemişlerin cümlesini. Desem ki sen benim için, Hava kadar lazım, Ekmek kadar mübarek, Su gibi aziz bir şeysin; Nimettensin, nimettensin! İnan bana sevgilim inan, Evimde şenliksin, bahçemde bahar; Ve soframda en eski şarap. Bırak ben söyleyeyim güzelliğini, Rüzgarlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber. Günlerden sonra bir gün, Şayet sesimi farkedemezsen Rüzgarların, nehirlerin, kuşların sesinden, Bil ki ölmüşüm. Fakat yine üzülme, müsterih ol; Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini. Ve neden sonra Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede, Hatırla ki mahşer günüdür, Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.”
Can Yücel: Sevgi Durağı
Can Yücel şiirlerinde öfkeyi, sevgiyi, isyanı, coşkuyu ve heyecanı okuyucuya en iyi şekilde aktarır. Yazarın 1973 yılında yayımlanan ikinci şiir kitabı Sevgi Durağı’nda insan-doğa ilişkilerini konu alan şiirleri dikkat çekmiştir. Şairin geniş kitleler tarafından tanınmasını ise Sevgi Durağı adlı şiir kitabı sağlamıştır.
“Baktım gökte bir kırmızı bir uçak Bol çelik bol yıldız bol insan Bir gece Sevgi Duvarını aştık Düştüğüm yer öyle açık seçik ki Başucumda bi sen varsın bi de evren Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi Yalnızlığım benim çoğul türkülerim Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi”
Ataol Behramoğlu: Aşk İki Kişiliktir
Yaşayan en önemli şairlerimizden olan Ataol Behramoğlu, genellikle toplumsal şiirler ile tanınmaktadır. Bu duyarlılığını şiirlerine yansıtan şair kendini eylemci bir şair olarak tanımlamaktadır. Şairimiz Aşk İki Kişiliktir adlı kitabı ile ilgili insanların bir arada olduklarında dahi yalnız olduklarını ve tüm insan ilişkilerinde kendini göstermeyi başarıyor.
“Rüyalar bile geceleri bekler Gizlice görünmek için Yüreğimdesin, saklısında içimin Gizlice sevgilim Kimse bilmesin üzgünlüğümü Taşırım ölümüm gibi bu duyguyu En gizli kuytularında ömrümün Bir yer var gizlice sevgilimin uyuduğu Gizlice sevgilim, yaşam kadar acı Canımı tutuşturan özlem gibi Özlüyorum derin yok oluşta Gizlice sevgilimi”
Necati Cumalı: Bütün Şiirleri 1
Edebiyatın güçlü kalemleri arasında yer alan Necati Cumalı’nın Bütün Şiirleri kitabı ilk altı kitabında yer alan şiirlerini kapsamaktadır. Okuduğunuzda içinizi ısıtacak şiirler ile şiirlerde bulunmayan eşsiz güzellikte imgelere ve anlatım gücüne bolca rastlayacaksınız.
“Seni o sabah saat beşte gördüm İstanbul Haliç’in üstündeki evlerde Tek tük ışıklar yanmaya başlıyordu Motorlar açılıyordu denize Trenlerin hazırlandığını işitiyordum. Rıhtımdan bir adam geçti Adımlarının sesini duydum Sonra biri bir kayığa atladı Demir gürültüsü, bir hışırtı denizin üstünde Bütün bu sesler öyle güzeldiler ki”
Ahmed Arif: Hasretinden Prangalar Eskittim
Nazım Hikmet’ten aldığı şiirselliği Anadolu özelimi ile geliştiren Ahmed Arif, 1968 yılında ilk şiir kitabı olan Hasretinden Prangalar Eskittim’i çıkartmıştır. Kitap Türkiye’de en çok basılan ve okunan şiir kitapları arasında yer almış ve şaire haklı bir ün kazandırmıştır.
“Bir ufka vardık ki artık Yalnız değiliz sevgilim. Gerçi gece uzun, Gece karanlık Ama bütün korkulardan uzak. Bir sevdadır böylesine yaşamak, Tek başına Ölüme bir soluk kala, Tek başına Zindanda yatarken bile, Asla yalnız kalmamak.”
Turgut Uyar: Büyük Saat Bütün Şiirleri
Türk edebiyatının en önemli yazar ve şairleri arasında yer alan Turgut Uyar, kaleme almış olduğu eserleri ile okurlarını derinden etkilemiştir. Son zamanların ses getiren dizilerinden biri olan Masumlar Apartmanı dizisinde Turgut Uyar’ın eserlerinin yer alması, yazarı yeniden çok satanlar listesinde bir numara yapmıştır. Kaleme almış olduğu bütün şiirlerini Büyük Saat eserinde toplayan Turgut Uyar’ın bu eseri okunması gereken yapıtları arasında yer almaktadır.
“Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum”… ya da: “Sizin alınız al inandım Morunuz mor inandım Tanrınız büyük amenna Şiriniz adamakıllı şiir Dumanı da caba Ama sizin adınız ne Benim dengemi bozmayınız”
Özdemir Asaf: Yalnızlık Paylaşılmaz
Özdemir Asar, yalnızlığı en güzel bir şekilde anlatan şairlerimizden biridir. Kendine özgü anlatımının yanı sıra kelimelere o kadar güzel dokunuyor ki okuyan herkes anlatılan tüm duyguları kalbiyle hissedecektir. Birden fazla duygunun bir arada olduğu kitaba damgasını vuran dizelerden biri ise şöyledir;
“Yarın düzenleyecekler aşklarımızı, Ner’deyse. Huysuzluğumuz ondan. Perdeleri kapatmalı mı? Yaşamlarımızın, doğumlarımızın Tadı kaçmadan. Gökteyse, yerdeyse, Bir şeyse.”
Özdemir Asaf: Dokuza Kadar On
Özdemir Asaf’ın Dokuza Kadar On adlı şiir kitabı seçme şiirlerin bir araya geldiği bir kitaptır. Şiir okumayı sevmeyen biri iseniz Özdemir Asaf’ın bu kitabını mutlaka okuyun. Şair şiirden nefret eden birine dahi şiiri sevdirebilir. Kitabın içinde çok fazla eski kelimeler yer alsa da şiiri anlayan biri için o kelimeler büyük bir anlam taşıyor. Gerçeklerin acısını, hayatın sorgusunu yumuşak bir üslupla kaleme alan yazarın Dokuza Kadar On kitabını mutlaka okumalısınız. “Ölünceye kadar seni bekleyecekmiş, Sersem. Ben seni beklerken ölmem ki.. Beklersem.”
Sabahattin Ali: Bütün Şiirleri
Şiirlerinde çoğunlukla yalnızlık, aşk, umutsuzluk, hasret ve unutulma korkusu gibi kavramları ele alan Sabahattin Ali’nin Bütün Şiirleri adlı kitabı yazarın birbirinden değerli şiirlerini içermektedir.
“Beni en güzel günümde Sebepsiz bir keder alır. Bütün ömrümün beynimde Acı bir tortusu kalır.”
Edip Cansever: Gelmiş Bulundum
Şairin seçme şiirlerinden derlenen Gelmiş Bulundum adlı şiir kitabın Ruhi Bey ve Mendilimde Kan Sesleri gibi unutulmaz şiirler yer almaktadır. Aşk ve özlem temalı şiirlerin yer aldığı kitap sade ve anlaşılır bir dille yazıldığından okuyan herkesin şiirde kendini hissetmesini sağlamaktadır.
“Şiirler yazdım, kitaplar okudum Elime bir bardak aldım, onu yeniden oydum Derinlerde kaldım böyle bir zaman Kim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktan Ey yağmur sonraları, loş bahçeler, akşamsefaları Söyleşin benimle biraz bir kere gelmiş bulundum.”
Didem Madak: Grapon Kağıtları
Türk edebiyatının en önemli şairlerinden olan Didem Madak’ın Grapon Kağıtları adlı kitabı adeta sevgimize ve özlemimize ayna tutuyor. Kitapta yer alan şiirlerin her bir dizesinde yoğun bir duygusallık gizlenmiş ve acının en saf hallerine tanık olmanızı sağlayacaktır.
“Şimdiden bir hatırasın Bulutsa, tozsa, uçarsa Bütün (aşklar) paranteze alınsın“
Attila İlhan: Yağmur Kaçağı
İkinci Yeni ve Garip Akımına karşı şiirlerini serbest bir şekilde kaleme alan Attila İlhan’ın Yağmur Kaçağı adlı kitabı 1955 yılında yayımlanmıştır. Kitabın içeriğinde aşk, korku, ölüm, ayrılık gibi kişisel konuların yanı sıra, özgürlük, insan sevgisi, barış gibi toplumsal konular da yer almaktadır.
“Yağmurdan korktuğumu bilirsen gözlerim aklına gelirse elimden tut yoksa düşeceğim”
Nazım Hikmet: Memleketimden İnsan Manzaraları
Şairin başyapıtı niteliği taşıyan ve 5 ciltten oluşan Memleketimden İnsan Manzaraları, lirik ve yalın bir dille anlatılmıştır. Nazım Hikmet’in bu kitabı Piraye’ye yazılan bir şiir ile başlamaktadır.
“Hatice, Piraye, Pirayende doğum yeri neresi Kaç yaşında sormadım düşünmedim bilmiyorum. Dünyanın en iyi kadını Dünyanın en güzel kadını benim karım. Bu bahiste realite umrumda değil 939 yılında İstanbul’da tevkifanede başlanıp …………………. biten bu kitap ona ithaf edilmiştir”
Attila İlhan: Böyle Bir Sevmek
Modern hayatın insanlardan aldığı değerleri sorgulayan, varoluş kaynaklarına dönmeyi anlatan ve yaşamı simgelen şiirleri ile Türk şiirinin ölümsüz şairleri arasında yerini almayı başaran Attila İlhan’ın Böyle Bir Sevmek adlı kitabı 1977 yılında yayımlanmıştır. 6 bölümden oluşan kitabın sonunda ise şairin dergilerde yayınlanan yazılarından derlemeler bulunmaktadır.
“Sevim senden başka bir kızla çıkmadım Sevim seni sevdim yeri geldi söylüyorum Şöyle bir dokunman insanı dinlendiriyor Kimde var bu soyulmuş muz güzelliği Bu gece derini gözler içinden çıkamadığım Belleğime işlenmiş bu başak inceliği Biraz daha sokulsana galiba ölüyorum İçimde ağır ağır bir çınar devriliyor Yoksulum mutluluğum seninle yaşamaktı”
Orhan Veli Kanık: Bütün Şiirleri
Yenilikçi Garip Akımının kurucularından olan Orhan Veli Kanık, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmek isteyip sokaktaki adamın söyleşisini şiir diline taşıyan usta şairlerimizden biridir. Şairin Bütün Şiirleri ilk defa 1951 yılında yayımlanmıştır. Şairin biyografisi ile başlayan kitapta şiirin ne olduğundan çok, ne olmadığı üzerinde durulmuştur.
“Gel benim canımın içi, gel yanıma; İpek çoraplar alayım sana; Taksilere bindireyim, Çalgılara götüreyim seni. Gel, Gel benim altın dişlim; Sürmelim, ondüle saçlım, yosmam: Mantar topuklum, bopsitilim, gel.”