Açıklama
Jack London’ın yarı otobiyografik romanı Martin Eden, 20. yüzyıl başında sosyal ve ideolojik meseleler ağırlıklı içeriğiyle Amerikan edebiyatında büyük ölçüde kabul görmüştür. London farklı sınıflar arasındaki zihniyet ve değer farklarını gözlerimizin önüne sererken, statü ve servetin Amerikan toplumundaki hayati önemine işaret eder. Romanın ana temalarından biri, başarı ve refah yolunun sosyal sınıf farkı gözetilmeksizin herkese açık olduğu şeklinde özetlenebilecek Amerikan Rüyası’dır. Ya da bu idealin yarattığı muazzam hayal kırıklığı…London, romanı bir sanatçının çıraklıktan olgunluğa geçiş sürecini işleyen Künstlerroman geleneğinde yazmıştır. Martin’in aşkı uğruna eğitimsiz genç bir işçiden başarılı ve rafine bir yazara dönüşüm mücadelesini anlatır. Kahramanı hedefine ulaştığında ise motivasyonunu ve heyecanını çoktan yitirmiş, trajik bir sona doğru sürüklenmektedir artık…
Modern Klasikler Dizisi – 38
Funda –
Martin Eden’i bolca öveceğim bir yorum olacak. Övdüğüm sırf Eden karakteri değil ama.. bu kült eser hazine değerinde. Alın siz de kitaplığınızda olmazsa olmaz kitaplardan olsun.
Bana kattıklarını birkaç kelimeyle anlatabilsem keşke. Martin, yüzeysel anlamda hayatta mücadele etmeye idmanlı biri ama derin anlamda çok daha fazlası. Bir aşkla başlayan yazar olma tutkusu ve bu tutkusunu en yakınının bile anlayamaması… ne garip değil mi? Seni yakıp kavuran, varlığının anlamı olan içindeki o ateşi yanıbaşındakilere bile anlatamıyorsun. Kendi küçük hayatı böyleyken değişmeyen de bir dünya gerçeği var, şöyleki her dönemde paran varsa, ün şöhret sahibiysen adam yerine konuluyorsun. Çok değerli eserler de versen ‘tanınmış, varsıl ‘ birisi değilsen bir önemin yok. Tam da şansının döndüğü noktada gelen ‘kıymet bilme’ bir önem arz eder mi 😏 Bir ömürde kendini bulma yolculuğu nasıl anlatılır sorusunun en iyi cevabı sensin Martin Eden 🙌🏼
Martin ile birlikte seküler gerçekler tokat gibi sizin de yüzünüze çarpacak. ⚡️