Sabahattin Ali Sabahattin Ali Kimdir? Sabahattin Ali 25 Şubat 1907 tarihinde Eğridere’ de doğmuş, 2 Nisan 1948 Kırklareli’ de hayata gözlerini yummuştur. Türk yazar ve şair olarak tanınmakla birlikte günümüzde eserlerinden sıkça bahsedilen yazarlar arasında yerini almıştır. Sabahattin Ali’nin Ailesi Sabahattin Ali Eğridere’ de doğmuş olmakla birlikte Trabzon kökenli bir aileye mensuptur. Büyükbabası Bahriye Alay eminliği yapmış olan Oflu Salih Efendi’dir. Eserlerinin bir kısmında vermiş olduğu bilgiye göre babasının çok eski zamanlarda İstanbul’a yerleşmiş olduğundan bahsetmiştir. Sabahattin Ali’nin babası Ali Selahattin Bey Eğridere’ de zabit olarak çalıştığı esnada kendisinden on altı yaş küçük olan Hüsniye Hanım ile tanışmış ve evliliklerini gerçekleştirmişlerdir. Yapılan bu evlilikten Sabahattin ve Fikret isminde iki çocuğu dünyaya gelmiştir. Ali Selahattin Bey 1. Dünya Savaşı yıllarında Çanakkale’ye çağrılmış ve eşi ile çocukları ile birlikte dört yıl kadar bir süre orada kalmıştır. Sabahattin Ali’nin Özel Hayatı Yazar bu yıllar içinde çeşitli yazılar ve şiirler yazmaya başlamıştır. Babası o zaman kadar biriktirmiş olduğu para ile birlikte gazino işleri ve tiyatro ile uğraşmak istemiş bu yönde çalışmalar yapmıştır. İşleri yolunda giderken İzmir işgalinden dolayı özellikle çeşitli sorunlar yaşamıştır. Ailecek Edremit’e göç etmiş olup eşi Hüsniye Hanım’ın yanına gitmişlerdir.1920 senesinde ise Saniye Süheyla (Conkman) isminde bir kız çocuğu doğarak aileye bir üye daha katılmıştır. Süheyla aile içerisinde ‘’Süha’’ olarak çağırılan bir çocuktu. Yazarın, sevdiğini hiçbir zaman söyleyemediği Nahit Hanım başkası ile evlenmişti, arkadaşı Ayşe Hanım da evlilik teklifini ciddiye almayıp ret cevabını vermişti. Aliye Hanım ile 1932 yazında İstanbul’da yakın arkadaşı eczacı Salih Başotaç’ın evinde görüşmüş ve tanışmıştır. Nikahları 16 Mayıs 1935 tarihinde Kadıköy Evlendirme Dairesi’nde sade bir törenle kıyılmıştır. Sabahattin Ali’nin Eğitim Hayatı Sabahattin Ali 1921 yılında Edremit’de İptidai Mektebinden mezun olduktan sonra İstanbul’da bulunan büyük dayısının yanına gitmiş ve burada bir sene boyunca kalmıştır. Eğitim öğrenim hayatı kesintilere uğramış olsa da bir şekilde tamamlamayı başarmıştır. Balıkesir’de 1922-1923 ders yılı başlayınca Balıkesir Muallim Mektebi’ne kaydını yaptırmıştır. Şiir, öykü ve diğer yazı çeşitleri üzerinde çeşitli denemelerde bulunmuş, arkadaşları ile birlikte okul gazetesi çıkarmıştır. Okulun disiplinli ortamından uzaklaşıp fırsat buldukça, sinema ve tiyatro çalışmalarını izlemekle zaman geçirmiştir. Bu şekilde kendini geliştirme olanağını bularak kendini ilerletmiştir. Öğretmeni olan Ali Canip Yöntem’in desteği ile birlikte bu dönem içinde, Çağlayan ve Akbaba gibi çeşitli dergilerde kendi kaleme aldığı hikâye ve şiirleri yayınlanmıştır. Başlangıçların devamı gelmekle birlikte yazdığı yazıların önemi her geçen gün artmaya başladı. Yazılarının içeriği dönemin özelliklerini yansıtmakla birlikte bütünlük içinde ele alınarak incelenmiştir. Sabahattin Ali’nin Akademik Kariyeri Sabahattin Ali kaydolduğu Muallim Mektebi’nden 21 Ağustos 1927 tarihinde öğretmenlik diplomasını almıştır. Öğretmenlik diplomasını aldıktan sonra Ankara’da baştabip yardımcısı olarak görevini icra etmeye başlamıştır. Dayısının yanına Yozgat’a gittikten sonra Yozgat Devlet Hastanesi’nde başhekimlik görevi için tayini çıkınca, Yozgat Merkez Cumhuriyet İlkokulu’na öğretmen olarak atamasını yaptırmıştır. Türkiye Cumhuriyeti tarafından 1928 senesinde Almanya’ya eğitim amacıyla gönderilmiştir. Sabahattin Ali ‘nin Almanya’dan dönüşü 1930 senesinin Mart ayı ortalarına denk gelmiştir. Bursa’nın bulunan Orhaneli ilçesindeki bir okula ilkokul öğretmeni olarak ataması yapılmıştır. Yeterlilik sınavlarına girerek Aydın Ortaokulu’na Almanca öğretmeni olarak atandı. Burada komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla tutuklanmış ve 9 Eylül 1931 tarihine kadar Aydın Hapishanesi’nde tutuklu kalmıştır. Serbest kaldıktan sonra da Konya Ortaokulu’na Almanca öğretmeni olarak atanmıştır. İlerleyen süreçlerde soruşturma ve hapishane yıllarında Atatürk’e suçsuz olduğunu belirten bir mektup yazmıştır. Yaşadığı zorluklara rağmen yazmaktan yılmayan bir yapı ile yazılarını kaleme almaya devam etmiştir. Sabahattin Ali’nin ailesi soyadı kanunu ile Şenyuva soyadını almıştır. Fakat Sabahattin kendi isteği ile babasının ön adı olan Ali ismini soyadı olarak kullanmayı tercih etmiştir. Sabahattin Ali’ye rehberlik edecek olan Ali Ertekin eski bir subaydı ve ordudan ihraç edilmişti. Aralarında çıkan bir tartışma sebebiyle elindeki sopa ile kafasına defalarca vurarak öldürmüştür. Sabahattin Ali’nin Eserleri Günümüzde okuyucu kitlesi tarafından defalarca okunan ve eğitim süreçlerinde baş ucu kitabı olmaya aday olan eserleri; Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan, Kürk Mantolu Madonna, Değirmen, Kağnı, Ses, Yeni Dünya, Sırça Köşk, Dağlar ve Rüzgâr, Kurbağanın Serenadı, Öteki Şiirler, Esirler isimli kitaplarıdır.