George Orwell tarafından yazılan ve okuyucuları tarafından bir hayli ilgi gören bir eserdir. Hayvanların üstüne yazılmış olan bu romanda politika ve iktidar mücadelesinden bahsedilmiştir. Roman içerisinde hayvanlar kullanılarak kişiselleştirme yapılmıştır. Ana karakter bir domuzdur ve ismi de Napoleon’dur. Napoleon bir domuz evet ama asıl bahsedilen Stalin’dir. Roman içerisinde siyaset olduğu için birçok ülkede sansür ile birlikte yayınlanmasına izin verilmiştir. Bunlara rağmen çıktığında çoğu insanın sevdiği bir roman olmuştur.
Beylik çiftliğinin sahibi olan Jones bir gün çok sarhoş bir şekilde evine gelir. Sarhoş bir şekilde eve geldikten sonra tam yatmak istediğinde koca reis bir rüya gördüğünü ve onunla paylaşmak istediğini söyler. Bu durum üzerine köpekler, domuzlar, tavuklar, güvercinler, eşek ve diğer herkes tek bir alanda buluşur. Koca reis herkesin toplanmasıyla beraber rüyasını anlatmaya başlar.
Konuşmasında İngiltere’de bulunan hayvanların hiçbir şekilde rahat hareket edemediğinden, özgür olamadığından, ülke içerisinde sadece insanların değer gördüğünden bahseder. Konuşma içerisinde en çok dikkat çeken cümle ise “Bu sefilliğe neden boyun eğelim?” olmuştur. Bu konuşma ardından bütün topluluk insanların onlara uygun olmadığını ve onlara karşı iyi hissetmediklerinin kararına varırlar. Böylece insanlar kendilerine yeni bir düşman edinmiş oldu.
Koca Reis konuşmasında insanların olmadığında kendilerinin nasıl yasayacağını bildiğini söyler. Aynı zamanda koca reis rüyasında bir şarkı duymuştur. Bu şarkı İngiltere’nin Hayvanları adlı şarkıdır. Şarkıyı söylerler ve mutlulukla beraber bölgeden uzaklaşırlar. Bu şarkının gürültüsüyle beraber beylik çiftliğinin sahibi Jones uyanır ve sinirle tüfeğini arar. Tüfeğini bulan Jones karanlık içerisinde bir iki el ateş ettikten sonra geri evine giderek uyumaya çalışır.
Konuşmanın üstünden iki üç gün geçtikten sonra maalesef koca reis hayata gözlerini yumar. Ardında bıraktığı ise hayvanların farkındalıklarıdır. Bunun üzerine bütün hayvanlar harekete geçer. Hareketlenme sırasında her hayvanın farklı bir görevi vardır. Snowball ve Napoleo hayvanlar arasında en zeki olanlarıdır. Bu domuzlara örgütleme aynı zamanda da eğitme işi verilmiştir. Çiftlik sahibi Jones hayvanları aç bırakmaya ve eziyet çektirmeye devam ederken artık hayvanlar bu duruma dayanamayıp saldırı düzenlemişlerdir. Saldırı sonucunda başarılı bir şekilde Jones gönderilmiştir. Hayvanlar çiftliği benimsedikleri için adını değiştirmiş ve hayvan çiftliği koymuşlardır.
Domuzlara verilen örgütleme ve eğitim görevi ardından domuzlar yoğun bir çalışma işine girmişlerdir. Yaptıkları çalışma sonucunda grubun ilkelerini, uyulması gereken kuralları belirlemişlerdir. Artık hayvanlar sadece yedi kişiden emir alacaklardı. Bu proje bütün hayvanlara sunulduğunda hepsi tarafından onaylandı, kabul edildi.
Ekin işlerine artık hep beraber çalışarak yürütülüyordu. Bu işlemler hayli zor olsa da başarı sağlanıyordu. İşler bittikten sonra artık bütün ülkede bu durum konuşulur hale gelmişti. Hayvanlar artık tamamen birlik olmuş durumdalardı. İnsanlar Jones’ın gitmesinden sonra çiftliği almak istediler. Çok fazla sayıda insanla beraber gelmelerine rağmen hayvanlar her zaman bu savaşı kazanarak çiftlikte kalmaya devam etti.
İlerleyen zamanlar işleri kolaylaştırmak adına bir yel değirmeni yapmaya karar verildi. Bu karara iki yetkili domuz birlikte karar vermemişti. Napoleon yel değirmenini istemediği için diğer domuz üzerine köpeklerden saldırı düzenledi. Bunun üzerine ise aynı Jones gibi Snowball da gitmek zorunda kalır. Diğer domuzun gitmesi ise diğer hayvanları durdurmadı ve yel değirmeni yapmaya başlanmıştır bile.
Domuzlar yönetimde artık kendilerinden geçmiş vaziyete gelmişlerdi. Kendilerini bir insan olarak görüyorlardı. Bir gün çiftçiler geldiklerinde, onlarla bile oturmuş sohbet etmişlerdir. Napoleon ve çiftçiler o kadar iyi olmuşlardı ki beraber kâğıt oynuyorlardı. Diğer hayvanlar bu görüntülere iğrenerek bakarak birbirlerinden bir farkı olmadığını o anda anladılar…
George Orwell: Hayvan Çiftliği