Açıklama
“Ah, ben gençken, neşeli ve akıllıyken, incelikle hayal edip düşündüğümde, bugünüm ve geleceğim umutla aydınlandığında geçmişim nereye gitti? Nerede o? Neden güç bela yaşıyoruz? Neden sıkıcı, silik, ilgisiz, tembel, kayıtsız, işe yaramaz, mutsuz oluyoruz? Şehrimiz iki yüz yıldan beri var ve kendisinde iki yüz bin kişiyi barındırıyor. Bu şehirde diğerlerine benzemeyen kimse yok, ne geçmişte ne de günümüzde tek bir münzevi yok, tek bir bilim adamı yok, tek bir sanatçı yok, onu taklit edecek kıskançlık ya da tutkulu bir istek uyandıracak en azından fark edilir bir kişi yok. Buradakiler sadece yiyorlar, içiyorlar, uyuyorlar, sonra da ölüyorlar… Başkaları geliyor dünyaya ve onlar da yiyorlar, içiyorlar ve can sıkıntısından körelmemek için hayatlarını berbat dedikodularla, votkayla, kart oyunlarıyla ve davalarla geçiriyorlar. Kadınlar kocalarını aldatıyor, kocalar yalan söylüyor, hiçbir şey görmemiş ve hiçbir şey duymamış gibi yapıyorlar. Karşı konulmaz kaba kuvvet çocukları ezip geçiyor, Tanrı’nın kıvılcımı içlerinde sönüyor, babaları ile anneleri gibi birer ölüymüşçesine birbirlerine benzeyecek kadar sersefil oluyorlar.”
Kızıl Panda Klasikler Dizisi – 26
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.