Açıklama
“Akşam yaklaştığı için aşağıdan doğru derenin uğultusu daha çok duyuluyordu. Kalkıp yürümeye başladık. Güneş, Sarıkız’ın arkasına girmiş, bulunduğumuz yeri birdenbire artan serin rüzgârlara bırakmıştı. Eteklerine kadar çam, oradan denize kadar zeytin ormanlarıyla örtülü olan Kazdağı’nın bu yamacında saatlerce yürüyen bir akşam başlamıştı. Güneş, bin yedi yüz metrelik dağın arkasına adeta vaktinden evvel saklanmakla, günün bu en güzel zamanını sanki isteye isteye uzatıyordu. Midilli tarafından esen bir rüzgâr, körfezin girinti ve çıkıntılarında kırılarak boyuna yolunu değiştiriyor, suların üzerinde ayrı ayrı taraflara koşuşan dalgacıklar meydana getiriyordu. Güneşin, Madra Dağları’nın üstündeki bulutlara vurarak onları kızıllaştıran ve oradan tekrar denize akseden son ışıkları, başka başka istikametlerde kırışan sularda türlü renkler yaratıyordu. Dağın eteklerine sıralanan ve bazen hemen önümüze kadar yükselen tepeler, birbiri üstüne yığılmış karanlık bulut kümeleri gibi görünüyordu. Daha uzaklarda, Ayvalık’ın karşısındaki Cunda Adası’nın alçak tepeleri, Kazdağı oralara siper olmadığı için hâlâ güneşin kırmızı ışıkları içinde yanıyor; biraz daha arkada Midilli’nin o taraflara kadar uzanan kollarına karışıyordu.”
İlk olarak 1943’te yayımlanan bu eser, Türk edebiyatının en yalın ve güçlü seslerinden Sabahattin Ali’nin tasvir ve kurgu yeteneğini harmanlayarak 1936-1942 yıllarında çeşitli gazete ve dergilerde yayımladığı öyküleri ihtiva etmektedir.
Kızıl Panda Klasikler Dizisi – 47
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.